- 24/02/1997
- Yayınlayan: admin
- Kategori: Dr. Sadık BADAK
Bu yıl kuruluş yıldönümünü şehrimizdeki sanat çalışmalarıyla bütünleşerek kutlamak istedik. Bunun her yıl benzeri şekilde sürmesini arzu etmekteyiz. Bu husustaki yaklaşımlarından dolayı Antalya Oda Orkestrası’na ve sanatçı dostlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
ANSİAD 2 yıldır “Başarılı İşadamı”nı seçiyor. Seçici kurulumuz, adaylar arasında;
Sektörü ve sektöründe yarattığı yenilikler,
Direkt ve endirekt yarattığı istihdam,
İş potansiyelinin seneler itibari ile gelişimi,
Antalya ve ülke ekonomisine sağladığına inanılan faydaları,
Sosyo – ekonomik faydaları,
Çevreye duyarlılığı ve katkısı,
Son 5 yıllık cirosu,
Kriterlerine göre tercih yapıyor.
Şehrimizde bu kriterleri fazlasıyla taşıyan işadamlarımız var. Aynı kişi 5 yıl boyunca bu şartları taşısa da aday gösterilemiyor. Bu yıl hepside kendi alanında başarılı altı işadamı aday gösterildi. Bu kıymetli kişiler arasından değerli üyelerimizden Levent Kimya San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Güngör Pekşen 1996 Yılı Başarılı İşadamı seçildi. Kendisini şahsım ve kuruluşumuz adına huzurunuzda kutluyorum.
Sayın Konuklar,
Her türlü üretimi ve idarenin tanzimini Devlete yükleyen merkantilist yönetim anlayışının, dünyada giderek terkedilmesiyle birlikte Keynes’ci ekonomi, vahşi kapitalizm anlayışından “Sosyal Liberalizm” uygulamasına dönüşmeye başladı.
Bu uygulamada; kapitalist modelin geliştirdiği özel teşekküllerin, doğrudan veya dolaylı olarak eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, planlama, sanat, çevre, spor v.b. alanlarda Devletin fonksiyonlarını kısmen üstlenmeye başladığı görülüyor.
ISO 9000 standartları da özel kuruluşların anılan fonksiyonlara sahip çıkmalarını öngörmektedir.
Böylece, liberal model ile sosyalist iktisat modelinin, uygulamada birbirine yaklaştığı kabul edilmektedir.
Kişiler demokrasisinden “Kuruluşlar Demokrasisi”ne geçildikçe bu yaklaşımın daha da arttığı gözleniyor.
Ekonomik sistem içerisinde kurumsallaşmış özellikle orta ve büyük işletmelerin, şirketlerin v.b. kuruluşların sahiplerini, bu anlayışla giderek daha büyük sorumlulukların beklediğine inanılmaktadır.
Yaşadığımız yüzyılın başında tamamen Devlete ait olan bazı fonksiyonların sorumluluğunu özel kuruluşlar her geçen yıl daha fazla üstlenmeye başlayacaklardır.
Bu sorumlulukların başında kapasite yaratma, istihdam, üretim artışı, ithalat, ihracat ve her alanda yeni yatırımlar da zaten bulunmaktadır.
ANSİAD Başarılı İşadamı Ödülü, bu gibi ağır sorumlulukları taşıyan işadamlarına manevi bir moral kazandırmak için verilmektedir. Onların bunu fazlasıyla hakettiklerini düşünmekteyiz.
Kıymetli Konuklar,
İşadamları çeşitli sorumlulukları yerine getirirken, her türlü karmaşık mevzuat, çok zor aşılabilen bürokrasi ile sıkça değişen kararların yanında ekonomik ve siyasi alanlarda süren istikrarsızlıktan endişe duymaktadırlar.
Yıllardır ekonomik dengelerin düzeltilemediği görülüyor. Her türlü kaynak operasyonlarına rağmen emisyon ne yazık ki, hızla artmakta, enflasyon ve faiz oranları %90 seviyelerini korumaktadır.
Ülkemiz bütün iyi temennilere rağmen özelleştirmeyi tamamlayamamıştır. Doğu Avrupa ülkeleri dahi bu konuda bizden ileri gitmiş bulunuyor. “Ekonomik Demokrasi” yerleşmeden “Siyasi Demokrasi” nin yerleşemeyeceği tarihi bir gerçektir. Ekonomik demokrasinin ancak tam rekabet ortamında yerleşebileceği kabul edilmektedir. 1994 yılında çıkarılan ANTİ TRÖST yasasına rağmen “REKABET KURULU” hala teşkil edilememiş, devlet ve Özel sektör tekelleri ve kartelleri bazı alanlarda daha da güçlendirilmiştir.
Vergi adaletsizliği, iç göç, eğitim ve sağlık alanlarındaki kargaşa yetmezmiş gibi, son günlerde rejimin ilkeleri ile ahlaki disiplinler ve kavramlar üzerinde yaratılan tartışmalar, iş hayatının huzurunu bozmaktadır. Sorumluluk taşıyan her kesimdeki aydınların siyasilere bu konularda aklıselim tavsiye edeceklerine inanılmaktadır.
Ülkemizde orta vadeli bir istikrar programına her geçen gün daha çok ihtiyaç duyulduğu ciddi uzmanlarca kabul edilmektedir. Ekonomik istikrar programlarının ise, özelleştirme ve kapsamlı bir vergi reformuyla birlikte, bunu uygulayabilecek kuvvetli hükümetlere ihtiyaç duyduğu bilinmektedir. Kuvvetli hükümetlerin de, aynı tecrübeleri yaşayan ülkelerde görüldüğü üzere, çift dereceli dar bölge seçim uygulaması gibi, parlamenter sistemi iki kanatlı duruma getirecek düzenlemelerle gerçekleşebileceği aşikardır. 20. Dönem parlamentomuzun üzerinde böyle tarihi bir sorumluluğun bulunduğuna inanılmaktadır. Dünya hızla “Dijital Ekonomik Ortam”a geçerken buna uygun idari düzenlemeleri yapamayan ülkelerin rekabet şansları her geçen yıl azalacaktır.
24 Şubat 1997