PROSOSYAL DAVRANIŞTA LİDERLİK TARZININ ROLÜ: MİLLETVEKİLİ- DANIŞMAN İLİŞKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Günümüzde örgütlerin başarıya ulaşabilmesi için çalışanlarının biçimsel rol gereklerinin yanı sıra, prososyal davranış sergilemeleri de gereklidir. İnsan kaynakları uygulamalarının çeşitlilik ve önem kazanması bütün örgütleri bu alanda çalışma ve araştırma yapmaya zorlamaktadır. Bu çalışmada, milletvekillerinin uyguladıkları liderlik tarzlarının, danışmanların sergilediği prososyal davranışlara etkileri incelenmiştir. Evren olarak belirlenen 519 milletvekili danışmanından 385’ine ulaşılmıştır. Elde edilen anket verileri, Korelasyon, (t) testi, Regresyon, Ki-kare ve doğrulayıcı faktör analizleri ile değerlendirilmiş ve ilişkinin varlığı istatistiksel olarak ispat edilmiştir. Çalışma sonucunda otoriter liderlik tarzı ile doğrusal ve olumsuz, babacan otoriter liderlik tarzı ve demokratik liderlik tarzı ile doğru yönlü ve doğrusal bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Liberal liderlik tarzında ise beklentilerin aksine, ters yönlü ve doğrusal bir ilişki vardır. Ayrıca rol içi ve rol dışı prososyal davranışlar arasında da doğru yönde ve olumlu bir ilişki bulunmuştur.

Anahtar kelimeler: Liderlik, Prososyal Davranış, Milletvekili, Milletvekili Danışmanı

1. GİRİŞ

Örgütlerde  çalışanlar  iç ve dış etkenlerin  yanı  sıra  kişisel  özelliklerine  de bağlı  olarak  farklı davranış  biçimleri  sergilemektedirler.  Bunlardan  bazıları  işin  gereklerine  uygun  olan  rol  davranışları, bazıları ise rol içi ve rol dışı prososyal davranışlar şeklinde ortaya çıkmaktadır. Birey, toplum içerisinde sosyal  beklentileri   dikkate  almayan   davranışlarının   kabul  görmeyeceğinin   farkındadır.   Bu  nedenle toplumsal norm ve değerlere uygun davranmayı tercih eder. Bu anlamda rol davranışları, kişinin içinde yaşadığı ve değerlerini paylaştığı toplumsal norm ve değerlerden etkilenerek, diğerlerinin beklentilerine uygun davranış sergileme şeklinde tanımlanabilirken  (Demirkaya, 2013:7), prososyal davranış, örgüt için fayda  sağlayan,  ancak  herhangi  bir  emir  veya  direktife  dayalı  olmayan  biçimsel  rol  davranışlarından farklı, biçimsel olmayan ilave rol davranışları (Basım ve Şeşen, 2006b:83-102) olarak tanımlanır.

Prososyal davranışlar üç temel noktada örgütsel yaşamı etkiler (Akgemci ve Yıldız 2011:71-96). Bireylerin  olumlu  davranışları,  yardım  davranışı  eğilimini  arttırır,  çalışanların  sorumluluk  duygularını geliştirir,  pozitif  tutumlarını  arttırır.  Ayrıca  prososyal  davranışlar,  sergilendiğinde,  örgüt  içerisindeki morali  yükseltir,   çalışanlar   arasında   işbirliği  ve  ekip  anlayışını   güçlendirir,   birbirlerine   ve  örgüte bağlanmalarını  sağlar.  Kurumsal  ve bireysel  hedefleri  ortak  bir çizgide  buluşturan,  motivasyonu  ve iş tatminini arttıran davranış biçimidir.

Bu  yüzden  günümüzde  nitelikli  insan  faktörünün  etkinlik  ve  verimlilik  açısından değerlendirilmesi ve olumsuz örgütsel davranışların azaltılarak, sergilenen rol içi ve rol dışı prososyal davranışların  en üst düzeye  çıkarılması  hedeflenmektedir.  Bu bağlamda  örgütsel  başarının  sağlanması, ekip  performansının   arttırılması  ve  görev  yeterliliğinin  sağlanması  hususlarının  araştırılarak  sağlıklı veriler  elde  edilebilmesi  amacıyla,  TBMM’de  görev  yapan  danışmanların  demografik  özellikleri  ve kişilik özellikleri ile bağımlı olarak birlikte çalıştıkları milletvekillerinin uyguladıkları liderlik tarzları incelenmiştir.

Milletvekillerinin asli görevleri olan yasama faaliyetlerinde daha etkili olabilmeleri için çeşitli konularda belirli uzmanlığa erişmiş, donanımlı, bürokrasiyi ve devleti tanıyan, deneyimli danışmanlara ihtiyacı vardır varsayımından hareket edilmiştir. Normal şartlar altında danışmanlık hizmetinin bir destek görevi niteliğinde olduğu, örgütün üretimine doğrudan katkı yapmadığı öngörüsüyle milletvekillerinin uyguladıkları liderlik tarzlarının danışmanların  sergilediği rol içi ve rol dışı prososyal davranışlara etkisi araştırılmıştır.

Bu makale şu şekilde örgütlenmiştir. Önce prososyal davranışlar tanımlanmış, bu davranışları açıklamaya   yönelik   olarak   liderlik   tarzları   ele  alınarak   davranışlara   etkisi  saptanmış,   değişkenler arasındaki ilişkiler bağlamında danışmanların kişilik özellikleri ile vekillerinin uyguladıkları liderlik tarzlarının  rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal  davranış  sergileme  tutumlarına odaklanılmıştır.   Daha  sonra çalışmanın  amacı  doğrultusunda  modelleme  oluşturulmuş,  aradaki  ilişkinin  istatistiksel  olarak anlamlı olup olmadığı  incelenmiş,  araştırmanın  sonucunda   doğrudan  ilişkinin  varlığı görülmüş  ve buna ilişkin öneriler getirilmiştir.

2. LİDERLİK TARZLARININ PROSOSYAL DAVRANIŞLARA ETKİSİ

Prososyal davranışlar, ilk defa 1983 yılında işletme yönetimi literatürüne dâhil olmuş, son zamanlarda  yurtdışında  en  çok  araştırılan  konulardan  biri  haline  gelmiştir.  Smith,  Organ,  Near  ve Bateman’ın  çalışmaları,  bu  alanda  yapılan  ilk  araştırmalardır  (Akgemci  ve  Yıldız,  2011:71-96).  Bu konuyla ilgili araştırmaların çoğu da bu davranışı ortaya çıkaran veya bireyleri bu davranışa güdüleyen faktörler konusunda yapılmıştır.

Prososyal davranışlar “ekstra rol” ve “tanımlanmış rol” davranışları olmak üzere ikiye ayrılır (Özdevecioğlu,  2009:47-67). Ekstra rol davranışları, tanımlanmış rol davranışlarının  tersine, biçimsel rol tanımlarında  yer almayan pozitif sosyal davranışlardır.  En alt seviyede “kişisel çıkar” düşüncesi vardır. Bu davranış, birey merkezli düşünüldüğünde ortaya çıkar (Cole v.d., 2013:3-7). En tepede olan “azami” düşünce,  prososyal  davranışın   içten  gelen  değerlerin   üzerine  kurulmuş  olduğu  durumlarda   oluşur, sorumluluk bilinci, toplum koşulları, adalet, eşitlik ve itibar geliştirme ana unsurlarıdır.

Dennis  W. Organ,  prososyal  davranışı,  “rolün  ya da iş tanımının  gerektirmediği  ve çalışanın örgütle sözleşmesinde  açıkça belirlenmemiş,  bireysel  seçime bağlı olan ve uygulanmadığında  herhangi bir ceza gerektirmeyen davranış” olarak tanımlar (Yeşiltaş v.d., 2011:171-189). Bu davranışların kalıpları içerisinde iş arkadaşlarına yardımcı olma, işin ve mesleğin geliştirilme sürecine katkı yapma, zamanı, kaynakları,  dikkatli  ve  verimli  kullanma,  sosyalleşme,  çatışmadan  uzak  durma,  arkadaşlarına  ve  iş ortamına uyum gibi, iş tanımlarında yer almayan rol içi ve rol dışı davranışlar yer alır. Sosyal davranış kurallarına  uymayan  davranışlar,  iş  ilişkilerini  ve  arkadaşlık  ilişkilerini  olumsuz  etkiler  (Baruch  v.d., 2004:399-412).

Motowidlo ve Brief ise prososyal davranışları bireyler tarafından başkalarına yarar sağlayacağı umularak yapılan davranışlar olarak tanımlar (Motowidlo ve Brief, 1986:710-725). Prososyal davranış tanımlarının   ortak  özelliği;  samimiyet,   iyi  niyet  ve  gönüllülük   esaslı  olması,  iş  ya  da  rol  gereği uygulanacak   bir  davranış  olmaması,  iş  tanımlarında   yer  almamasıdır  (Edwars  v.d.,  2004:109-125). Örgütün  veya  kişisel  tercihin  bir  sonucu  olarak  ortaya  çıktığı  için,  böyle  bir  davranış  sergilenmediği takdirde cezalandırma da söz konusu değildir.

Tüm prososyal davranış tanımlarında, örgüt içindeki işbirliği ve diğerlerine yardım etmeyi içeren davranışlar örtüşmektedir (Kanıgür ve Özdevecioğlu, 2009:53-82). Ayrıca tanımların tümü, duygusal değişkenlerin   işbirliği   ve  yardımlaşmayı   etkilediğini   kabul  etmektedir.   Bu  çerçevede   başkalarının inanışlarını, duygularını anlama empati olarak kabul edilir (Sirota v.d., 2011:351-362).  Empati sürecinde rol alma, duyarlılık, kişisel algı ve prososyal davranış arasında pozitif bir ilişki vardır ve bunlar prososyal davranışın  bileşenleri  olarak  tanımlanır.  Rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal  davranışlar  bireyin  paylaştığı kimlikler  olduğu  zaman  daha yüksektir  (Grossman  ve Baldassarri,  2013:1-9).  Etnik kimlik,  din, siyasi üyelik, aynı bölgede doğmuş olma vb. boyutlar paylaşılan kimliklerdir.

Prososyal davranışa benzeyen davranışların yapısı Katz tarafından incelenmiş, Katz, bu tip davranışların yapısını; diğerleriyle birlikte çalışma, örgütü koruma, yapıcı fikirlere gönüllülük, kendini geliştirme ve örgüte karşı uygun tavır takınmak olmak üzere beş madde de ele almıştır (Podsakoff v.d., 2000:513-563). Bu sınıflandırmada, diğerleriyle birlikte çalışma maddesi, Organ’ın beş boyutlu sınıflandırmasında  yer alan yardım  etme  ve sportmenlik  alt boyutlarını,  örgütü  koruma  maddesi,  sivil erdem  ve  örgütsel  sadakat  alt  boyutlarını,  kuruma  karşı  uygun  tavır  takınmak,  örgütsel  sadakat  ve sportmenlik alt boyutlarını etkiler.

Bu  çerçevede  vatandaşlık  boyutları  ile  ilgili  Podsakoff,  MacKenzie,  Paine  ve  Bachrach  bir çalışma  ile yaklaşık  30  farklı  potansiyel  boyut  belirlemişler,  daha  sonra  boyutların  üst  üste  bindiğini görmüşler ve bunu yardım etme davranışı, sportmenlik davranışı, sivil erdem davranışı, kişisel gelişim davranışı, örgütsel sadakat davranışı, örgütsel uyum davranışı ve bireysel inisiyatif davranışı olmak üzere

7 temel madde olarak ele almışlardır (Podsakoff v.d., 2000:513-563).

Literatürde   örgütsel   vatandaşlık   davranışını   şekillendiren   faaliyetler,   Organ  tarafından   beş boyutta ele alınır. Bunlar, “özgecilik”, “ileri görev bilinci ya da kontrollü işkoliklik”, “sportmenlik ya da centilmenlik”,  “sivil  erdem”  ve  “nezaket”e  dayalı  bilgilendirmedir.   En  çok  kullanılan  sınıflandırma budur. Bu boyutlar, büyük ölçüde Podsakoff’un boyutlarıyla eşleşmekledir. “Nezaket” boyutu, bireysel inisiyatif  davranışı  boyutuna  yakın  olmakla  birlikte  farklı  yönleri  de  vardır.  Bu  boyut  geleneklere uygunluk,   hoşgörülülük,   dürüstlük,   hakseverlik,   minnettarlık   gibi  kişisel  niteliklerin   bütünü  olarak tanımlanır.  Başkalarına  karşı  saygıyla,  davranma,  incelik  ve nazikliktir.  Ayrıca  örgüt  üyeleri  arasında meydana  gelebilecek  problemlere  yönelik  önlemler  almak  ve  bireyin  kendi  davranışının  diğer  örgüt üyeleri  üzerinde  yaratabileceği  etkiyi  dikkate  almaktır.  Başkalarının  işlerini  olumlu  ya  da  olumsuz etkileyecek hareketler yapmadan veya kararlar almadan önce diğerlerini bilgilendirmeye  dayanır (Basım ve Şeşen, 2006a:159-168). Bu boyut, problemleri önlemede önemli rol oynar, zamanın yapıcı biçimde kullanılmasını kolaylaştırır.

Yönetsel etkinlik, sosyal, kültürel ve ekonomik amaçlı tüm kuruluşlarda yönetimin başarısının ölçütüdür. Yönetsel etkinliğin arttırılabilmesinin temel koşulu ise insan gücünü, amaçlar doğrultusunda olumlu ve etkili davranışa yöneltebilme ve ondan iyi bir verim alabilme yeteneği gerektirir. Bu çerçevede lider,  çalışanlara   otoriteye   dayanarak   iş  gördürür.   Bu  anlamda   çalışanlarda   uyandırmakta   olduğu duyguların  ne  kadar  önemli  olduğunu,  insanların  genel  olarak  algı,  tutum  ve  duygularına  göre  karar vererek  davrandıklarını  ve  bu  davranışlarına  mantıksal  gerekçeler  ürettiklerini  bilip,  bunu  gözeterek yönetir (Arslantaş ve Pekdemir, 2007:261-286). Liderler kendi yaşam tarzları, ilgileri, donanımları, deneyimleri ile örgütte oluşturdukları atmosfer, örgütsel kültür, örgüt içi ve çevresel şartların gerekliliğine göre liderlik tarzlarını belirler. Bu süreçte astları ile kurdukları ilişkiler, onları etkileme düzeyi ve yönetim tarzlarının algılanma biçimi, astların sergileyecekleri davranışlara doğrudan etki yapar. Prososyal davranışların,   örgüt  içerisinde   yoğun  olması  yönetsel  etkililiğe   de  katkı  sağlar  (Basım  ve  Şeşen, 2006b:83-102). Üretkenliğin artması, örgüt devamlılığını sağlayan davranışların arttırılmasına bağlıdır.

Bir  örgütün  etkinliğini  belirleyen  ana  ilke,  örgütün  yönetim  tarzıdır  (Çetinkaya  ve  Özutku 2012:142-161). Liderin temel kişilik özellikleri, hem yönetim işlevleri, hem de örgüte yaptıkları katkı nedeniyle kritik öneme sahiptir. Örgütsel yapılanma içerisinde çalışanların sergilemeleri gereken davranış kalıplarının liderler tarafından belirlendiği, Rensis Likert’in çalışmalarıyla ortaya konulmuştur. Likert modelindeki   liderlik   tarzları   ile  prososyal   davranışların   doğrudan   ilişkili  olduğu   düşünülmektedir. Liderlik  kesin  formüle  edilemeyen  bir  süreç,  grup  başarısı  için  önemli  ve  gerekli  bir  faktör  olarak değerlendirilir  (Güney,  2011:371).  Aynı  zamanda,  baskı  kurmadan  başkalarının  davranışları  üzerinde olumlu bir etki yaratma süreci olarak da nitelendirilebilir.

Liderler,  rol modeller  olarak  takipçilerinde  saygı  ve güven  uyandırır  (Tucker  v.d.,  2006:195-07). Takipçilerinin kişisel beklentilerini yükselterek, bireyler ve örgüt için yeni ve daha yüksek amaçlar oluşturur, ilham verici motivasyon yaratırlar.

Otoriter  liderlik  anlayışı,  tüm  örgütsel  işlevlerin  merkezi  bir  otoriteye  bağlı  olarak gerçekleştirilmesi   anlayışına   dayanır,   bu  liderlik   tarzında   liderler,   çalışanları   motive   etmek  adına yasalardan kaynaklanan yetkilerini ve zorlayıcı güçlerini kullanırlar (Eren, 2011:525).

Otoriter ve bürokratik toplumlarda yetişmiş ve eğitim görmüş takipçiler, aşırı geleneksel yapıda yetiştiklerinden  büyüğe saygı duyma, her türlü kararı büyükten  bekleme  alışkanlığına  sahipse, liderden tam  yetkisini  kullanmasını  bekleyecek,  lidere  güvenecektir.  Bu  tarz  yönetimde  liderler,  çalışanlarına güven duymazlar, işle ilgili problemlerin çözümünde nadir olarak onların görüş ve düşüncelerini alırlar. Çalışanlar  da  işleri  ile  ilgili  konuları  liderleri  ile  tartışmada  kendilerini  rahat  hissetmezler.  Bu  tarz örgütlerde  korku ve gerginlik  hakimdir.  Motivasyon  açısından  ödüllere ender başvurulur,  ceza uygulamaları daha yaygındır.

Örgütün kontrol süreci genellikle yüksek yönetim kademeleri tarafından yapıldığından, biçimsel örgütün amaçlarına karşı geliştirilen biçimsel olmayan örgütlenmelere de rastlanır. Bu tür yönetim tarzını benimseyen  kurumlarda,   astlar  kendilerine  güvenilmediğine   ve  bilgi  yönünden  yetersiz  olduklarına inanırlar.   Otoriter   yöneticiler   şekle,   işe  ve  sonuca   odaklıdırlar   (Özgür,   2011:215-230).   Prososyal davranışlar da sadece bireysel özelliklere bağlı olarak çok az görülür.

Babacan Otorite, liderin astını baba gibi koruması, bunun karşılığında sadakat ve itaat beklediği bir süreçtir. Babacan otoriter toplumlarda lider ve çalışan arasındaki ilişki, ebeveyn-evlat, usta-çırak ve öğretmen-öğrenci  arasındaki ilişkiye benzer. Bu ilişkide liderin görevi çalışanı korumak, yönlendirmek, yol  göstermek   ve  onun  iyiliğine  olacağına  inandığı  kararları  onun  adına  vermektir  (Pellegrini   ve Scandura, 2008:566-593).

Liderin  çalışanlarına  davranışı,  çalışanların  işlerine  ve liderlerine  yönelik  bütün  davranışlarını etkiler  (Cerit,  2012:35-56).  Çalışanlarıyla   dostluk  kurar,  kimi  zaman  küçümseyici  ve  hükmedicidir (Werner,  1993:107).  Çalışanlar  tarafından  sevildiğinde,  bunu  koşula  bağlı  bir  sevgiye  dönüştürerek kendilerini  suçlu  hissetmelerini  sağlar,  onları  kontrol  ederler.  Bu işlev,  çalışanların  yöneticiye  yönelik tutum ve davranışlarını etkileyerek prososyal davranışları arttırabilir.

Liberal liderin örgüt içindeki rolü diğer çalışanlarınki gibidir, tamamen otokontrol sistemi hakim olduğundan  çoğunlukla  bu model tercih edilir (Şimşek v.d., 2011:245).  Bunun yanında örgüt içerisinde baskı ve kontrol sistemi olmadığı için üyeler, birbirlerine karşı farklı amaçlar geliştirebilir. Bu tarz bir yapılanma,   özellikle   kriz  dönemlerinde   örgütün   dağılmasına   neden  olabilir.   Liberal   liderlik   tarzı, çalışanların  örgüt hedeflerine  ulaşma ve bu hedeflere  yönelik amaçları  gerçekleştirmelerinde,  tamamen serbest hareket edebildikleri bir liderlik anlayışını içerir (Eren, 2011:25). Prososyal davranışların yüksek olması beklenir.

Gerçek  anlamda  ekip  çalışmasını  öngören  demokratik  liderlik  tarzında  ise çalışanlar,  örgütün hizmet ve üretim hedeflerine, işbirliği ve dayanışma içinde olumlu ve yapıcı biçimde katkıda bulunurlar, yönetime aktif olarak katılırlar. Böylece örgütsel iş verimi, dayanışma, saygı, güven ve işbirliği içinde en üst düzeyde gerçekleşir. Demokratik sistemde yönetimin astlara güveni tam olup, karar verme, koordineli bir  biçimde  bütün  örgüte  dağıtılmıştır.   Haberleşme,   yalnız  hiyerarşik  olarak  yukarıdan  aşağıya  ve aşağıdan  yukarıya  doğru  değil,  yanlara  doğru  da  işler.  Astlara  ekonomik  ödüller,  amaçları  saptama, çalışma yöntemleri geliştirme ve faaliyet sonuçlarını değerlendirme  şansı verilir (Güven, 1974:105-134). Yüksek derecedeki güvenlik duygusu ve arkadaşlık havası, ast üst ilişkilerinde en alt kademelere kadar yayılmıştır. Astlara kontrol sürecine katılmaları için yetki ve sorumluluk tanınmıştır.

Lider ile arasındaki her ilişkinin çalışanların çeşitli konulardaki bilgi, tutum, alışkanlık ve beklentilerini değiştirici yönde etkileri vardır. Liderin yönetim tarzı, çalışanın davranışlarını belirleyen en önemli  unsurdur.  Her  lider  diğerlerinden  farklı  tutum,  yetenek,  kişilik  ve  beklentilere  sahiptir.  Bu özellikler, liderlerin görevleri başarmada farklı yaklaşımlar geliştirmelerine neden olur. Güç kullanma modelleri  olarak  tanımlanan   bu  yaklaşımların   rol  grupları  içinde  lider  kişiliklerini   sergilediği   öne sürülebilir (Usal ve Kuşluvan, 2006:326). Bu değerlendirme  doğru olmakla birlikte tek bir liderin de bu dört  yaklaşıma   özgü  rollerin  hepsini  birden  oynayabileceği   unutulmamalıdır.   Bu  rol  gruplarından hangisine hangi ağırlık ve ölçüde yer vereceği hem liderin temeldeki kişiliğine, hem de koşullara bağlıdır.

3. ARAŞTIRMA

3.1. Araştırmanın Amacı, Önemi, Modeli, Varsayım ve Hipotezler

Farklı partilerde görev yapan milletvekillerinin  uyguladıkları liderlik tarzlarının danışmanlarının rol içi ve rol dışı prososyal davranışları üzerindeki etkisini istatistiki olarak ortaya koymak, örgüt işleyişi ve başarısı açısından olumlu rol ötesi davranışları öngörebilmek,  TBMM Başkanlığına,  milletvekillerine ve danışmanlara yol göstermek araştırmanın ana amacıdır.

Milletvekili  ve danışmanları,  TBMM’nin  görev alanları doğrultusunda  hizmet üretirler. Her ne kadar milletvekillerinin ana görevi yasa yapmak olsa da, bu güne kadarki teamüller sonucunda, yatırım projelerinden,   fikir   ve   proje   üretimine,   mensup   oldukları   ilin   genel   sorunlarından,   tek   tek   tüm vatandaşların  şahsi sorunlarına  kadar geniş bir yelpazede  çalışmalar  yaparlar.  Milletvekillerinin hedefledikleri amaçlara ulaşabilmeleri, danışmanlarını etkin ve verimli yönetebilmelerine bağlıdır. Bu çerçevede; çalışmada öncelikle milletvekillerinin  liderlik tarzları ile demografik özellikleri arasında, daha sonra  danışmanların  prososyal  davranışları  ile  demografik  özellikleri  arasındaki  bağımlılık  ve  en  son olarak da prososyal davranışlardaki değişiklikleri, liderlik tarzlarındaki değişikliklerle açıklayabilmek için geçerli  olabilecek  Doğrusal  Regrasyon  Modellerinin  varlığı  araştırılmış,  bulunacak  geçerli  modellerle; belli  liderlik  tarzlarını  sergileyen  milletvekillerinin,   danışmanlarının   ne  düzeyde  rol  içi  ve  rol  dışı prososyal davranış sergileyeceklerinin tahmin edilmesi hedeflenmiştir.

Liderlik  tarzları  ve  prososyal  davranışlar  arasındaki  ilişkilerin  ortaya  konulduğu  araştırmanın modeli ve hipotezleri aşağıda verilmiştir. Model, bilgi edinmeyi amaçlayan, tanımlayıcı, durum belirleyici ve neden sonuç ilişkisini ortaya çıkaran bir araştırma modelidir. Literatürdeki yakın modellere ek olarak prososyal davranışlar, model kapsamına dahil edilerek, yeni kategorik değişkenler oluşturulmuş, diğer değişkenlerle  arada  var  olduğu  öngörülen  ilişkinin  ortaya  konulabilmesi  amaçlanmıştır.  Araştırmanın modeli ve değişkenler arası ilişki şekil 3.1’de görüldüğü gibidir.

Modelin oluşturulmasında, lider konumunda bulunan milletvekillerinin uyguladıkları yönetim tarzlarının   algılanış   biçiminin,   danışmanların   prososyal   davranış   sergilemelerine   etki   edeceği   ve aralarında güçlü bir ilişki bulunduğu varsayımıyla hareket edilmiştir. Ayrıca milletvekilinin yakın çevresi, bağlı bulunulan siyasal oluşumun bütün düzeyleri ve seçmenle ilk iletişimi kuran danışmanların rol içi ve rol   dışı   prososyal   davranış   sergileme   sıklığının   artacağı,   uygulanan   babacan   otoriter,   liberal   ve demokratik yönetim tarzlarının örgüte ve lidere bağlılığı arttıracağı, danışmanların anket formlarında yer alan ifadeleri doğru ve gerçek durumu yansıtır şekilde cevapladığı araştırmanın diğer varsayımlarıdır.

Temel varsayımlar doğrultusunda araştırma hipotezleri, aşağıdaki şekilde geliştirilmiştir.

H1:  Milletvekillerinin   uyguladığı  otoriter  liderlik  tarzı,  danışmanlarının  sergiledikleri  rol  içi prososyal davranışları olumsuz yönde etkiler.

H2: Milletvekillerinin uyguladığı otoriter liderlik tarzı, danışmanlarının sergiledikleri rol dışı prososyal davranışları olumsuz yönde etkiler.

H3: Milletvekillerinin uyguladığı babacan otoriter liderlik tarzı, danışmanlarının sergiledikleri rol içi prososyal davranışları olumlu yönde etkiler.

H4: Milletvekillerinin uyguladığı babacan otoriter liderlik tarzı, danışmanlarının sergiledikleri rol dışı prososyal davranışları olumlu yönde etkiler.

H5:  Milletvekillerinin   uyguladığı  liberal  liderlik  tarzı,  danışmanlarının   sergiledikleri  rol  içi prososyal davranışları olumlu yönde etkiler.

H6: Milletvekillerinin uyguladığı liberal liderlik tarzı, danışmanlarının sergiledikleri rol dışı prososyal davranışları olumlu yönde etkiler.

H7: Milletvekillerinin uyguladığı demokratik liderlik tarzı, danışmanlarının sergiledikleri rol içi prososyal davranışları olumlu yönde etkiler.

H8: Milletvekillerinin  uyguladığı demokratik liderlik tarzı, danışmanlarının sergiledikleri rol dışı prososyal davranışları olumlu yönde etkiler.

3.2. Araştırmanın Kapsamı ve Kısıtları

Araştırmanın  ana kitlesini, TBMM’nde  24. Dönem 3. yasama yılında görev yapan toplam 519 vekil danışmanı oluşturmaktadır. Araştırma anketi, kolayda örnekleme yoluyla seçilen 385 danışmana uygulanmıştır.  Buna göre, örnekleme ulaşma oranı yaklaşık % 74 olarak belirlenmiş, araştırma bulguları % 95 güven düzeyinde değerlendirilmiş  ve yorumlanmıştır.  Araştırma, çalışmanın amacı doğrultusunda, vekillerin sadece liderlik davranışı ele alınarak, danışmanların  rol içi ve rol dışı prososyal davranışlarına olan etkisiyle sınırlandırılmıştır.

3.3. Araştırmanın Veri Toplama Yöntemi ve Kullanılan Ölçekler

Araştırmada,  veri  toplamak  için  anket  tekniği  uygulanmıştır.  Sorular  kapalı  uçlu  sorularak, zaman kaybı ve cevapsız sorular elimine edilmiş, özensiz doldurulmasını  engellemek için her bir boyuta ait sorular karıştırılmış, otoriter, babacan otoriter, liberal ve demokratik tarzları ölçmek için kullanılan her beş sorudan  biri, rol içi ve rol dışı prososyal  davranışları  ölçmek  için sorulan  her altı sorudan  biri zıt olarak  sorulmuş,   SPSS  programına   cevaplandığı   sekliyle  girilmiş,  verilen  cevap  6’dan  çıkarılarak program üzerinde değiştirilmiş ve analiz edilmiştir.

Cevaplanan 385 anket formu taranmış, kayıp veri ve uç değer incelenmeleri sonucunda 54 form değerlendirme  dışı  bırakılarak,  geçerli  kabul  edilen  331  form  değerlendirilmiştir.   Anket  formundaki ölçekte  yer alan ifadelerin,  kullanılacak  değişkenleri  en iyi biçimde  ortaya  koyabilmesi  için birinci ve ikinci  bölümdeki  soruların  ölçülmesinde  eşit aralıklı  olduğu  varsayılan  5 dereceli  Likert  tipi ölçeklendirme kullanılmıştır.

Anketin  ilk  bölümünde  danışmanlara,  milletvekillerinin  liderlik  tarzlarını  ölçecek  ve sınıflandıracak 4 liderlik tarzına ilişkin;

  • Otoriter liderlik için, Leadership Scale for Sports (LSS) ölçeğinden (Chelladurai ve Saleh, 1980) 5 soru,
  • Babacan otoriter liderlik için, Paternalizm ölçeğinden (Aycan v.d., 2000) 5 soru,
  • Liberal liderlik için Çoklu Faktör Liderlik Anketinden liberal tarzla ilgili (Bass,1985) 5 soru,
  • Demokratik liderlik için, (Ojokuku v.d., 2012; Chelladurai ve Saleh, 1980), ölçeklerinden 5 soru olmak üzere toplam 20 soru sorulmuştur.

Anketin ikinci bölümünde, danışmanların “rol içi ve rol dışı prososyal davranışları”nı ölçecek ve sınıflandıracak iki boyuta ilişkin, (Meglino ve McNeely, 1994) ölçeğinden esinlenilerek;

  • Rol içi prososyal davranış için 6 soru,
  • Rol dışı prososyal davranış için 6 soru olmak üzere toplam 12 soru sorulmuştur.

Üçüncü bölüm soruları, hem milletvekillerinin  hem de danışmanların bağımsız değişkenler olan biyolojik, ekonomik, coğrafik, siyasal, eğitimsel ve mesleki niteliklerini ölçmeye yarayan sorulardır. Bu bölümde   milletvekillerinin   “cinsiyeti”,   “medeni   durumu”,   “yaşı”,   “eğitimi”,   “iktidar   partisine   mi, muhalefet partilerine mi mensup olduğu”, “seçilmeden önceki işi”, “seçildiği dönem sayısı”, “ailesinin yanında  olup  olmadığı”  ve  “seçildiği  bölge”  hakkında  9  soru,  danışmanların   “cinsiyeti”,   “medeni durumu”, “yaşı”, “eğitimi”, “Ankara’ya  geldiği yerleşim birimi”, “ne kadar süredir Ankara’da  olduğu”, “aile gelir durumu”, “danışmanlık öncesi çalışma süresi”, “danışmanlık yaptığı süre”, “bir önce çalıştığı sektör”, “kaç milletvekili ile çalıştığı” hakkında 11 soru sorulmuştur.

Araştırma  hipotezleri  SPSS  18  programı  kullanılarak  test  edilmiştir.  İki  değişken  arasındaki ilişkinin  yönünü  ve  büyüklüğünü  ölçmek  ve  bu  değerin  istatistiksel  olarak  anlamlı  olup  olmadığını araştırmak için, Pearson (r) Korelasyon analizi, Regresyon katsayılarının önem kontrolünde (t) testi, Regresyon modelinin geçerliliğinin araştırılmasında Varyans Analizi, herhangi iki kategorik değişkenin düzeyleri arasındaki bağımsızlığın araştırılmasında Ki-kare testi kullanılmıştır.

Ayrıca anket sorularına verilen demografik değişkenler dışındaki cevaplar, liderlik tarzları ve prososyal davranış biçimlerine ilişkin “puanlar” üzerinden bir gruplama yapılarak dört liderlik tarzı ve iki prososyal davranış şekli kategorik değişkenler haline getirilmiştir.

Burada kullanılan kriter;

  • 2.5 ve daha düşük puanlar “Düşük” düzey,
  • 3.5 ve daha yüksek puanlar “Yüksek” düzey,
  • 2.5’dan büyük ve 3.5’dan küçük puanlar için “Belirsiz” düzey ifadesidir. Kesit olarak ortalama puan (ikili gruplandırma)  veya başka gruplandırmalarda  olabilecekken, bu çalışmada 3’lü gruplandırma  tercih edilmiş, böylece en azından 2’li gruplandırmaya  göre daha detay bir çalışma olmuştur.

Kategorik hale getirilmiş yeni değişkenler, ilgili demografik değişkenlerle çaprazlanarak, bu oluşumlar ile herhangi bir bağı olup olmadığı Ki-kare testi ile araştırılmıştır. Bu değişkenlerle, her bir milletvekili  için “Baskın  Liderlik  Tarzı”,  benzer  biçimde  her bir danışman  için de “Baskın  Prososyal Davranış Tarzı” belirlenmiştir.

3.4. Araştırma Bulgularının Değerlendirilmesi ve Yorumlar

Bu bölümde saha araştırmasından elde verilen veriler, analizler sonucunda değerlendirilmekte  ve yorumlanmaktadır.

3.4.1. Demografik Bulgular

Danışmanların  cinsiyetleri,  medeni  halleri,  eğitim  düzeyleri,  yaş  grupları,  Ankara’ya  geldiği yerleşim birimi, ne kadar süredir Ankara’da olduğu, danışmanlık yaptığı ve önce çalıştığı süre, nerede çalıştığı,  kaç milletvekili  ile çalıştığı  ve aile gelir durumuna  ilişkin  demografik  bulgular  incelenmiştir. Saha araştırmasına katılanların yaklaşık % 60’ının erkek ve yaklaşık %70’inin evli olduğu, çoğunluğunun 36-49   yaş   aralığında   olduğu   ve   24   yaşından   küçük   danışmanın   neredeyse   hiç   olmadığı   eğitim düzeylerinin lisans düzeyinde yoğunlaştığı, önemli bir bölümünün Ankara’da doğduğu ya da başka büyükşehirlerden geldiği ve büyük bölümünün uzun süredir Ankara’da bulunduğu görülmüştür. Ayrıca danışmanların maaşlarının 3000 TL’den başladığı, yaklaşık %50’sinin gelir düzeyinin 3000-5000 TL aralığında olduğu ve yaklaşık %35’nin de 5000-7000 TL arasında bir geliri olduğu belirlenmiştir. Danışmaların  neredeyse  yarısı bu görevlerinden  önce en az 10 yıl başka bir yerde çalışmışlar,   %60’ı kamu deneyimi yaşamış ve yine yaklaşık yarısı 5 yıldan fazla danışmanlık görevi yapmaktadır. Görevleri sırasında   tek  milletvekili   ile  çalışanların   oranı  %43,  2  milletvekili   ile  çalışanların   oranı  %20,  3 milletvekili ile çalışanların oranı %16 iken 4 ve daha üzeri vekille çalışan danışman oranı %21’dir.

Milletvekillerinin danışmanlarının eğitim düzeylerine, deneyim ve daha önceki danışmanlık tecrübelerine önem verdiği, çalışma arkadaşı olarak genellikle kendisinden yaşça daha küçük ve erkek danışmanları tercih ettiği, danışmanlarını seçim çalışmaları sırasında kendisine yardımcı olan ve bölgesini tanıyan kişilerden seçtiği görülmektedir.

Danışmanların demografik verileri üzerinden yapılan analizlerde;

  • Danışmanların prososyal davranış sergileme alışkanlıklarının yüksek olduğu,
  • Eğitim düzeyi arttıkça, rol dışı prososyal davranışların arttığı,
  • 6-10  yıldır  Ankara’da  olan  danışmanların,  rol  içi  prososyal  davranış  sergilemelerinin   diğer zaman aralıklarına göre daha düşük olduğu, en yüksek seviyesine 11 yıl üzeri zaman diliminde ulaştığı,
  • 1 ve 2 milletvekili  ile çalışan  danışmanların  rol dışı prososyal  davranış  sergileme  oranlarının oldukça yüksek olmasına rağmen 3 ve daha fazla milletvekili ile çalışan danışmanların bu davranışları sergileme oranının düştüğü, rol içi ve rol dışı prososyal davranışlar arasında doğru yönlü bir ilişki olduğu, rol içi prososyal davranış sergilenmesi arttıkça, rol dışı prososyal davranış sergilenmesinin de arttığı tespit edilmiştir.

Saha araştırmasında, danışmanlara beraber çalıştıkları milletvekilleri ile ilgili 9 demografik  soru sorulmuştur.  Bu soruların  cevaplarına  göre milletvekillerinin  yaklaşık  %90’ı erkek ve yaklaşık  % 95’i evlidir.  %60 civarı 46-60  yaş aralığında,  eğitimleri  de %50 civarında  lisans düzeyindedir.  208 vekilin iktidar partisine,  123 vekilin muhalefet  partilerine  mensup olduğu, 188 vekilin özel sektör, 129 vekilin kamu  ve 14 vekilin  sivil  toplum  kuruluşu  kökenli  olduğu,  205  vekilin  ilk  defa  seçildiği,  206  vekilin ailesini Ankara’ya getirdiği ve vekillerin bölgesel dağılımlarının parlamento göstergelerine uygun olduğu görülmüştür.

Milletvekillerinin eğitim düzeylerinin yüksek olduğu, parlamento yapısının her seçim döneminde büyük  ölçüde  değiştiği,  hem  özel  sektörden  hem  de  kamu  sektöründen  parlamentoya  yoğun  bir  ilgi olduğu ve vekillerin büyük bölümünün Ankara’da yeni bir yaşam kurduğu görülmektedir.

Ayrıca milletvekillerinin demografik verileri üzerinden yapılan analizlerde;

  • STK kökenli milletvekilleri  ile ilk dönem seçilen milletvekillerinin  demokratik  liderlik tarzını, kamu sektörü kökenli milletvekilleri  ile üçüncü dönem ve daha fazla seçilen milletvekillerinin  babacan otoriter liderlik tarzını, özel sektör kökenli milletvekillerinin ise otoriter liderlik tarzını uyguladıkları,
  • Milletvekillerinin yaşlandıkça, babacan otoriter liderlik tarzını daha çok uyguladıkları,
  • Doktora ve üzerinde eğitime sahip milletvekillerinin  daha az liberal liderlik tarzı, orta öğretim, lisans ve yüksek lisans eğitimine sahip milletvekillerinin daha fazla liberal liderlik tarzı uyguladıkları,
  • Muhalefet partisi milletvekilleri ile ailesi Ankara dışında olan milletvekillerinin, ailesi Ankara’da olanlara oranla daha demokratik oldukları,
  • Ve   liderlik   tarzının   seçim   bölgelerine   göre   anlamlı   bir   farklılık   göstermediği   verilerine ulaşılmıştır.

Saha araştırmasında  danışmanlara  sorulan  bütün soruların  güvenirlilik  testleri  yapılmış, Cronbach’s  alpha değerleri; otoriter liderlik için, 0,664>0.60,  babacan otoriter liderlik için, 0,683>0,60, liberal  liderlik  için,  0,701>0,60,  demokratik  liderlik  için,  0,843>0.60,  rol  içi  prososyal  davranış  için, 0.768>0.60, rol dışı prososyal davranış için, 0,638>0.60 olarak ölçülmüş ve iç tutarlılığa sahip oldukları görülmüştür.

3.4.2. Faktör Analizi Bulguları

Milletvekillerinin   liderlik   tarzları   ve  danışmanların   prososyal   davranış   ölçekleri   üzerinde, LISREL  8.80  programı  kullanılarak   doğrulayıcı   faktör  analizi  yapılmıştır.   Bu  analizle  tanımlanan değişkenler,  istenilen faktör yapısında  sınırlandırılarak,  öngörülen  değişkenlerin  istenilen faktöre yüklenmesi beklenecek (Jöreskog ve Sörbom, 1993) ve doğrulayıcı faktör analizi ile öngörülen faktör yapısının mevcut örneklem dâhilindeki veriler ile istatistiksel açıdan desteklenip desteklenmediği belirlenebilecektir   (Yılmaz,  2004:77-90).  Milletvekillerinin   liderlik  anlayışı  tahmin  değerleri  aşağıda Şekil 3.2’de gösterilmektedir.

Milletvekillerinin   liderlik  anlayışını  ölçmek  için  anketten  alınan  veriler  analiz  edildiğinde, bulunan   değerlerin   oluşturulan   yapısal   modele   uyumluluğunun,   önerilen   uyum   değerlerine   yeterli olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle gözlenen değişkenlerin gizil değişkeni açıklama gücünü gösteren korelasyon değerleri 0.50’nin altında kalan gözlenen değişkenlerin modelden çıkartılması düşünülmüştür (Bagozzi  ve Yi, 1988:82).  Burada  maddenin  faktör yük değerinin  0,45 ve daha yüksek  olması  istenir, fakat yük değeri 0,30 olan maddelerde ölçekte bulunabilir (Kline, 1994; Tabachnik ve Fidell, 1989). Bu nedenle milletvekillerinin  otoriter liderlik anlayışını  ölçen A20 ve A14, liberal liderlik anlayışını  ölçen A12, babacan otoriter liderlik anlayışını ölçen A15 sorularından gelen veriler analiz dışında bırakılmıştır.

Doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarına göre model, yapısal eşitlik açısından uygundur.

4  (dört)  boyutta  toplanan  maddeler,  teorik  olarak  da  boyutlar  ile  uyumlu  gözükmektedir. Boyutlarda Otoriter liderlik anlayışına en fazla hizmet eden maddenin A4, en az hizmet eden maddenin A3, Babacan otoriter liderlik anlayışına en fazla hizmet eden maddenin A10, en az hizmet eden maddenin A17, Liberal liderlik anlayışına en fazla hizmet eden maddenin A13, en az hizmet eden maddenin A8, Demokratik  liderlik  anlayışına  en fazla  hizmet  eden maddenin  A11, en az hizmet  eden maddenin  A9 olduğu görülmektedir.

Veri  ile  modelin  uyumlu  olduğunun  belirlenmesi  açısından  önerilen  modelin  modifikasyon indisleri değerlendirildiğinde,  GFI (Goodness  of fit index) değerinin  0.93, CFI (Comperative  fit index) değerinin 0.93, NFI (Normed fit index) değerinin 0.97, NNFI ( Non-normed fit index) değerinin 0.98, χ2 değerinin 226,70, serbestlik derecesinin ise 97 ve RMSEA (Root mean square error of approximation) değerinin  0.059 olduğu tespit edilmiştir.  İndekslerin  çoğunun  kabul edilen değerler  arasında  (RMSEA, NFI, NNFI, CFI, IFI), diğerlerinin ise kabul edilebilecek değerlere oldukça yakın olduğu (RFI, GFI) görülmektedir.   Bu  gibi  durumlarda  yapıyı  kabul  eden  araştırmalara   rastlanmıştır   (Taşkın  ve  Akat, 2010:59). Bu yüzden bu araştırmada    4 boyut ve 16 maddeden oluşan yapının geçerli olduğu söylenebilmektedir. Milletvekillerinin liderlik anlayışı doğrulayıcı faktör analizi modifikasyon indisleri aşağıda tablo 3.1’de gösterilmektedir.

Danışmanların  prososyal davranışlarını  ölçmek için anketten alınan veriler, aşağıda şekil 3.3’de danışmanların rol içi ve rol dışı prososyal davranış yol diyagramında gösterilmektedir.

Bu  çerçevede  danışmanların   prososyal  davranışlarını   ölçen  maddelerden,   rol  içi  prososyal davranışı  ölçen  B12  maddesi  ile  rol  dışı  prososyal  davranışı  ölçen  B3  ve  B8  maddeleri  analiz  dışı bırakılmıştır. Araştırmada 2 boyut ve 9 maddeden oluşan yapı geçerlidir.

Danışmanların  rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal  davranışları  anketi  gözlenen  değişken  ile  örtük değişkenler arasındaki Beta ve T değerlerinde rol içi prososyal davranışa en fazla hizmet eden maddenin B7, en az hizmet eden maddenin B2, rol dışı prososyal davranışa en fazla hizmet eden maddenin B4, en az  hizmet  eden  maddenin   B9  olduğu  görülmektedir.   Danışmanların   rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal davranışları faktör analizi modifikasyon indisleri tablo 3.2’de gösterilmektedir.

Önerilen  modelin  uyum  indisleri  incelendiğinde;  GFI (Goodness  of fit index)  değerinin  0.98, CFI (Comperative fit index) değerinin 0.98, NFI (Normed fit index) değerinin 0.96, NNFI ( Non-normed fit index) değerinin 0.96, ϰ2  değerinin 58,85,  serbestlik derecesinin ise 24 ve son olarak RMSEA (Root mean square error of approximation)  değerinin 0.061 olduğu tespit edilmiştir. İndekslerin çoğunun kabul edilen  değerler  arasında  (RMSEA,  NFI, NNFI,  CFI, IFI), diğerlerinin  ise kabul edilebilecek  değerlere oldukça yakın olduğu (RFI,GFI) görülmektedir.

Saha araştırmasında milletvekillerinin  liderlik tarzlarını belirlemek için boyut belirleyici 20 soru sorulmuştur. Ancak LİSREL analizi sonuçlarına göre, otoriter liderlik tarzı için 2 soru, babacan otoriter liderlik  ve  liberal  liderlik  tarzı  için  birer  soru  analiz  dışında  bırakılmıştır.  Sorular  değerlendirildikten sonra  Milletvekillerinin  liderlik  tarzı  puanları  içerisinden  en  yüksek  puana  sahip  liderlik  olan  tarzını ”Baskın  Liderlik  Tarzı”  olarak  belirlemeye  yönelik  bir  çalışma  gerçekleştirilmiştir.   Baskın  liderlik tarzlarını belirleyen değişkenin frekans çizelgesi aşağıda tablo 3.3’de gösterilmektedir.

Kuramsal  çerçevede  ülkemizde  tercih edilen liderlik tarzları hakkında yapılan çalışmalarda,  en sık gözlenen liderlik tarzları sırasıyla “otoriter”, “babacan otoriter”, “demokratik”  ve “liberal” tarzlardır.

Araştırma  bulgularına  göre  bu  çalışmada,  sıralama  “babacan  otoriter”,  “demokratik”,   “otoriter”  ve “liberal” tarz şeklinde oluşmuştur.

Saha araştırmasında danışmanlara, milletvekillerinin liderlik tarzlarına ilişkin algılarının “rol içi” ve  “rol  dışı”   prososyal   davranış   sergilemeleri   üzerindeki   etkilerini   belirlemek   amacıyla   12  soru yöneltilmiştir.  Ancak  LİSREL  analizi  sonuçlarına  göre,  rol  içi  prososyal  davranışlar  için  bir,  rol  dışı prososyal  davranışlar  için  iki  soru  analiz  dışında  bırakılmıştır.     Milletvekillerinin   liderlik  tarzlarına uygulanan  gruplandırma   sistemi,  danışmanların   rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal  davranışlar   sergileme niteliklerine de uygulanmış, prososyal davranış tarzı puanları içerisinden en yüksek puana sahip davranış tarzını  ”Baskın  Prososyal  Davranış  Tarzı”  olarak  belirlemeye  yönelik  bir  çalışma  gerçekleştirilmiştir. Baskın  rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal  davranışları  belirleyen  değişkenin  frekans  çizelgesi  aşağıda  tablo 3.4’de gösterilmektedir.

Rol içi prososyal davranışların danışmanlarca daha çok sergilendiği, rol dışı prososyal davranış sergileme  oranının,  rol  içi davranış  sergileme  oranına  nazaran  çok  geride  kaldığı  gözlemlenmektedir. Ayrıca tablo 3.6’da da görülebileceği  üzere rol içi ve rol dışı prososyal  davranışlar  arasında  p(0,000 > α(0.05) istatistiksel olarak anlamlı (,475) ve doğrusal bir ilişki vardır.

3.4.3. Hipotez Analizleri

Çalışmanın  temel  hipotezlerini  içeren  verilerin  ortalama  ve  standart  sapmaları,  aşağıda  tablo 3.5’de verilmektedir.

Milletvekillerinin  liderlik  tarzları  ile  danışmanların  rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal  davranışları arasındaki  ilişkiyi açıklamaya  yönelik 8 hipotez oluşturulmuştur.  Yapılan analiz sonrasında  elde edilen bilgiler tablo 3.6’da gösterilmektedir.

3.4.4. Etki Analizleri Ve Modelleme

Bilimsel  araştırma,  bir sorunu,  bir olay ya da olguyu  ortaya  çıkarmalı,  var olan bir durumun nedenini ortaya koymalı ve var olan durumun incelenmesi sonucu gelecekte neler olacağına ilişkin öngörülerde bulunarak uyarı, önlem ya da fırsatları değerlendirme  seçenekleri sunmalıdır (Can, 2013:3). Bu çerçevede danışmanların rol içi ve rol dışı sergiledikleri prososyal davranışlar için iki ayrı model kurulmuştur. Amaç, bu değişkenlerdeki değişikliği liderlik tarz puanlarındaki değişikliklerle açıklamaktır.

Öncelikle veriler üzerinde yapılan analizle model tahmin edilmiştir.

RİPD  = b0  + b1  x (otoriter  tarz)  + b2  x (babacan  otoriter  tarz)  + b3  x (liberal  tarz)  + b4  x (demokratik tarz) + e

Rol içi prososyal davranış modeli = 4.181 + 0,094 x otoriter tarz + 0,079 x babacan otoriter tarz + (-) 0,211 x liberal tarz  + 0,032 x demokratik tarz

Daha  sonra  bu  modelin  geçerli  bir  model  olup  olmadığını   araştırmak   amacıyla   (F)  testi uygulanmıştır.

H0; Modeldeki tüm katsayılar istatiksel olarak anlamlı değildir.

HA; Modeldeki en az bir katsayı istatiksel olarak anlamlıdır.

ANOVA  tablosundan  (F)  p=0.000  olduğu  görülmektedir.  (α  =  0.05)  p  <  α  olduğundan  H0 reddedilir. Yani modeldeki katsayılardan en az bir tanesi istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu model kullanılabilir.

Bu durumda hangi katsayıların istatistiksel olarak anlamlı olduğu (t) testi ile araştırılmıştır.

H0; b1=0                                yani b1 katsayısı istatistiksel olarak anlamlı değildir.

HA; b1≠0                               yani b1 katsayısı istatistiksel olarak anlamlıdır.

p=0.000                               p < α olduğundan H0 reddedilir. Burada b1 katsayısı istatistiksel olarak anlamlıdır. (Otoriter tarzı belirleyen katsayıdır) Ayrıca benzer biçimde b3 katsayısı da istatistiksel olarak anlamlıdır. Demokratik ve babacan otoriter tarzı belirleyen b2 ve b4 katsayıları istatistiksel olarak anlamlı değildir.

Oluşan model;  RİPD=4,181+0,094(OLT)+ (-) 0,211(LLT)

Yapılan bu analiz ile milletvekillerinin  liderlik tarzlarından  otoriter ve liberal tarz ile ilgili veri varsa, danışmanların rol içi davranış sergileme puanları tahmin edilebilir. Rol içi prososyal davranışın açıklanmasında babacan otoriter ve demokratik liderlik tarzının istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi bulunamamıştır.  Regresyon  analizi  modellemesinde  rol  içi  prososyal  davranışlar  aşağıda  tablo  3.7’de gösterilmektedir.

RDPD=b0+b1    x  (otoriter  tarz)  +  b2   x  (babacan  otoriter  tarz)  +  b3   x  (liberal  tarz)  +  b4   x (demokratik tarz) + e

Rol dışı prososyal davranış modeli=3,867 + 0,024 otoriter tarz + (-) 0,026 babacan otoriter tarz + (-) 0,258 liberal tarz + 0,091 demokratik tarz

Daha  sonra  bu  modelin  geçerli  bir  model  olup  olmadığını   araştırmak   amacıyla   (F)  testi uygulanmıştır.

H0; Modeldeki tüm katsayılar istatistiksel olarak anlamlı değildir.

HA; Modeldeki en az bir katsayı istatistiksel olarak anlamlıdır.

ANOVA  tablosundan  (F)  p=0.000  olduğu  görülmektedir.  (α  =  0.05)  p  <  α  olduğundan  H0 reddedilir. Yani modeldeki katsayılardan en az bir tanesi istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu model kullanılabilir.

Bu durumda  hangi katsayıların  istatistiksel  olarak  anlamlı  olup  olmadığı  (t) testi ile araştırılmıştır.

H0; b3=0                               yani b3 katsayısı istatiksel olarak anlamlı değildir.

HA; b3≠0                               yani b3 katsayısı istatiksel olarak anlamlıdır.

p=0.000                               p < α olduğundan  H0  reddedilir. Burada b3  katsayısı istatiksel olarak anlamlıdır.  (Liberal tarzı belirleyen  katsayıdır)  Otoriter, babacan otoriter ve demokratik  tarzı belirleyen b1, b2 ve b4 katsayıları istatiksel olarak anlamlı değildir.

Oluşan model;  RDPD=3,867+(-)258(LLT)

Yapılan bu analiz ile milletvekillerinin liderlik tarzlarından liberal tarz ile ilgili veri varsa, danışmanların rol dışı davranış sergileme puanları tahmin edilebilir. Rol dışı prososyal davranışın açıklanmasında otoriter, babacan otoriter ve demokratik liderlik tarzının istatiksel olarak anlamlı bir etkisi bulunamamıştır.  Regresyon  analizi  modellemesinde  rol dışı prososyal  davranışlar  aşağıda  tablo  3.8’de gösterilmektedir.

Yukarıdaki  tablolarda  her  model  için  bağımlı  değişkendeki  değişiklikleri,  bağımsız değişkenlerdeki değişikliklerle açıklamaya çalışan modelleme tekniği olan Doğrusal Regresyon Modeli kullanılmıştır. Amaç, bu bağımlı değişkenlerdeki değişiklikleri liderlik tarzlarındaki değişikliklerle açıklamaya çalışmaktır. Rol içi ve rol dışı prososyal davranış için kurulan regresyon denklemleri sonucu yokluk  hipotezleri  reddedilmektedir.  Bu durumda  modeldeki  katsayılardan  en az bir tanesi istatistiksel açıdan anlamlı (sıfırdan farklı) olduğundan hangi değişkenin katsayısının  anlamlı olduğunu bulmak için (t)  testi  uygulanmakta   ve  herhangi   bir  yönetim   tarzının   rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal   davranışın açıklanmasında etkili bir değişken olup olmadığı % 95 güvenle söylenebilmektedir.

  1. 4. SONUÇ VE ÖNERİLER

Araştırmaya  başlarken TBMM’de  her milletvekilinin  yönetim tarzının kişilik ve deneyimlerine göre  şekillendiği,   danışmanların   da  algılayış  tarzının  kültürel  ve  kişilik  özelliklerine   bağlı  olduğu varsayımı düşünülmüş, milletvekillerinin demokratik, koruyucu, destekçi, işbirlikçi davranışlarının danışmanlara yeni davranışlar kazandırabileceği, olumsuz davranışlarını olumlu yönde değiştirebileceği varsayılmış ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

Otoriter liderlik tarzını uygulayan milletvekillerinin tarzlarının, danışmanlarının rol içi ve rol dışı davranışlarını olumsuz yönde etkilediği hipotezlerinde, otoriter tarzdaki değişimin her iki davranışla, ters yönlü  doğrusal  ilişki  yarattığı  görülmüş  ve  hipotezler  desteklenmiştir.   Bu  çerçevede  otoriter  tarzı uygulayan milletvekillerinin, danışmanlarına güvenmediği, aralarında sağlıklı bir ilişki olmadığı, milletvekilinin yönetim tarzıyla, danışmanını sınırlandırdığı gözlemlenmektedir. Bu yüzden danışmanın sergilediği rol içi ve rol dışı prososyal davranışlarda olumsuz yönde anlamlı bir farklılık çıkmasının doğal olduğu düşünülmektedir.

Babacan   otoriter   liderlik   tarzı,   rol   içi  ve  rol   dışı   prososyal   davranışları   olumlu   etkiler hipotezlerinde  doğru yönlü, doğrusal bir ilişki görülmüş ve her iki hipotez de desteklenmiştir.  Babacan otoriter  liderlik  tarzını  uygulayan   milletvekillerinin,   danışmanlarının   kişisel  sorunlarıyla   ilgilenerek anlayış  gösterdiği,  onları  motive  ettiği,  desteklediği,  coşku  aşıladığı  ve  cesaretlendirdiği gözlemlenmektedir.  Danışmanların  bu liderlik tarzında, karşılık beklemeden  diğer çalışanlara ve arkadaşlarına yardım davranışları sergiledikleri düşünülmektedir.

Liberal liderlik tarzı, rol içi ve rol dışı prososyal davranışları olumlu yönde etkiler hipotezlerinde liberal  tarzdaki  değişimin,  rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal  davranışta  ters  yönlü  doğrusal  ilişki  yarattığı görülmüş  ve  her  iki  hipotez  de  desteklenmiştir.  Liberal  liderlik  tarzını  uygulayan  milletvekillerinin inisiyatifi danışmanlarına bıraktığı, sıkı denetim uygulamadığı, sağlıklı ve verimli iletişim sağlayarak, danışmana kendi kendini denetleme yetkisi verdiği ve sorumluluğunu yüksek tuttuğu görülmektedir. Bu serbest  ortamda  danışmanların,  hem  rol  içi  hem  de  rol  dışı  prososyal  davranışlarının  olumlu  yönde artacağı düşünülmesine rağmen, bu serbestliğin danışmanlar üzerinde olumsuz yönde etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede danışmanın yapacağı bir iş veya sergileyeceği bir davranışın milletvekiline zarar verebileceği korkusu, prososyal davranışlar sergilemesini engeller yargısına ulaşılmaktadır.

Demokratik   liderlik  tarzı,  rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal   davranışları   olumlu  yönde  etkiler hipotezlerinde doğru yönlü doğrusal bir ilişki görülmüş ve her iki hipotez de desteklenmiştir. Demokratik yönetime doğru değişimin; ilişkileri yoğunlaştırdığı, işe devamsızlık ve devir oranlarını düşürdüğü, danışmanların  gelişme  ve öğrenme  sürecini  kısalttığı,  TBMM’ne  ve milletvekiline  bağlılığı  arttırarak, dost tutumları  ve duygusal  bağları  geliştirdiği  şeklinde  yorumlanmaktadır.  Bu tür liderlik  tarzı altında çalışan danışmanın, kişiliğine de eklemeler yaparak hem rol içi hem de rol dışı prososyal davranışlar sergilediği gözlemlenmektedir.

Milletvekili ile danışman arasında kurulan güvene dayalı ve ortaklaşa karar verilen bir ilişkinin varlığı,  hem  kurumsal  çerçevede  hem  de  sosyalleşme  çerçevesinde   istenen,  beklenen  davranışların oluşmasını  ve  artmasını  sağlamakta,   ancak  sadece  işe  yönelik,  başka  görüş  ve  düşüncelere   değer vermeyen otoriter liderlik tarzı, güven ortamının oluşmasını engelleyerek danışmanı kısıtlamakta, yaratıcılığını köreltmekte, gelişimini engellemektedir. Bu çerçevede, araştırma bulguları beklentilere uygundur.   Ancak  liberal  liderlik   tarzının,   danışmanların   rol  içi  ve  rol  dışı  davranışlarını   olumlu etkileyeceği  beklentisi  gerçekleşmemiş,   korelasyon  analizlerinde,  değişkenler  arasında  ters  yönlü  ve doğrusal bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bu çalışmada uygulanan araştırma ve elde edilen sonuçlar kapsamında aşağıdaki hususların değerlendirilmesi önerilmiştir.

  • Seçmenle  birebir ilişki halinde olan danışmanların  iyi eğitilmiş,  donanımlı  ve bilinçlendirilmiş olması gereklidir.
  • Danışmanlar,  TBMM  başkanlığınca  göreve başlamadan  önce mutlaka  bürokrasi,  devlet yapısı, sosyal medya, yasama faaliyetleri ve protokol konularında, yasama dönemi boyunca da, zaman yönetimi, halkla ilişkiler, nezaket, güzel konuşma, örgütsel bağlılık, ekip çalışması, örgütsel çatışma, dış politika ve özellikle de yabancı dil konusunda ciddi eğitimlere tabi tutulmalı, yüksek lisans ve doktora eğitimleri kolaylaştırılmalı ve teşvik edilmelidir.
  • Milletvekilleri, TBMM başkanlığınca görev, yetki ve sorumlulukları açısından detaylı şekilde bilgilendirilmeli, yönetim, örgüt, çatışmalarının önlenmesi, tükenmişlik sendromu konularında sürekli eğitimlere tabi tutulmalıdır. Ayrıca milletvekilleri, danışman, sekreter ve ilave personelden oluşan ekibini, farklı amaçlara, inançlara ve tutumlara sahip bireyler olduğu öngörüsüyle bir arada tutmalı ve uyumlarını sağlamalıdır.
  • Bağımlı  değişkenlerdeki  değişiklikleri  liderlik  tarzlarındaki  değişikliklerle  açıklamaya  çalışan

Regresyon   modellemeleri,   herhangi   bir  yönetim   tarzının   rol  içi  ve  rol  dışı  prososyal   davranışın açıklanmasında  etkili  bir  değişken  olup  olmadığını  %  95  güvenle  söyleyebilmektedir.  Aslında  bu  bir prototip modeldir. Sadece milletvekilleri  ve danışmanlar  için yapılmıştır. Benzeri çalışma kamu ve özel sektör için ayrı ayrı yapılarak modellemeler geliştirilebilir.

 

  1. 5. KAYNAKÇA

Akgemci,  T.,  Yıldız,  N. (2011).  Örgütsel  Vatandaşlık.  Bedük,  A. (Ed.).  “Örgüt  Psikolojisi”  (71-96). Atlas Akademi. Konya

Arslantaş,  C., Pekdemir,  I. (2007),  “Dönüşümcü  Liderlik,  Örgütsel  Vatandaşlık  Davranışı  ve Örgütsel Adalet  Arasındaki  İlişkileri  Belirlemeye  Yönelik  Görgül  Bir  Araştırma”,  Anadolu  Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt.1, Sayı.7, (261-286).

Aycan, Z., Kanungo, R., Mendonca, M., Yu, K., Deller, J., Stahl, G., et al. (2000), “Impact of Culture on Human Resource  Management  Practices:  A 10-Country  Comparison.  Applied Psychology”,  An International Review, Sayı.49, (192-221).

Bagozzi,  R.  P.,  Yi,  Y.  (1988),  “On  the  Evalauation  of  Structural  Equation  Models”,  Academy  of Marketing Science, Cilt.1, Sayı.16, (47-94).

Baruch,   Y.,  O’Creevy,   F.  M.,  Hind,   P.,  Vigoda-Gadot,   E.  (2004),   Prosocial   Behavior   and  Job Performance: Does The Need for Control and The Need for Achievement Make A Difference? Social Behavior and Personality, Cilt.4, Sayı.32, (399-412).

Basım, H. N., Şeşen H. (2006a), “Kontrol Odağının Çalışanların Nezaket ve Yardım Etme Davranışlarına

Etkisi:  Kamu  Sektöründe  Bir Araştırma”.  Selçuk  Üniversitesi  Sosyal  Bilimler  Enstitüsü  Dergisi,  (159-168).

Basım,  H. N.,  Şeşen  H. (2006b),  “Örgütsel  Vatandaşlık  Davranışı  Ölçeği  Uyarlama  ve  Karşılaştırma

Çalışması”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt.4, Sayı.61, (83-102).

Bass,  B.  M.  (1985),  “Bass  &  Stopdill’s  Handbook  of  Leadership  (Theory,  Research  &  Managerial Applications)”, The Free Press.

Can, A. (2013), SPSS ile Bilimsel Araştırma Sürecinde Nicel Veri Analizi, Pegem Akademi, Ankara.

Cerit,  Y. (2012),  “Paternalist  Liderlik  ile Yöneticiden  ve İşin  Doğasından  Doyum  Arasındaki  İlişki”.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt.2, Sayı.31, (35-56).

Chelladurai,  P.,  Saleh,  S.  (1980),  “Dimensions  of  Leader  Behavior  in  Sports:  Development  of    A Leadership Scale, Journal of Sport Psychology, Sayı. 2, (34-45).

Cole, E., Tramontano, C., Cerniglia, L., Fida, R., Paciello, M., (2013), “High Cost Helping Scenario: The Role of Empathy,  Prosocial  Reasoning  and Moral  Disengagement  on Helping  Behavior”.  Personaloty and Individual Differences, Sayı.55, (3-7).

Çetinkaya, M., Özutku, H., (2012), “Yönetsel Performansa  Yetkinlik Temelli Yaklaşım: Türk Otomotiv Sektöründe Bir Araştırma”. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt.1, Sayı.41, (142-161). Demirkaya, H. (2013), Sosyal Davranış, Umuttepe Yayınları, Kocaeli.

Edwars, C. P., Carlo, G., Kumru, A., (2004), “Olumlu Sosyal Davranışların İlişkisel, Kültürel, Bilişsel ve Duyuşsal Bazı Değişkenlerle İlişkisi”. Türk Psikoloji Dergisi, Cilt.19, Sayı.54, (109-125).

Eren, E. (2011), Yönetim ve Organizasyon, “Çağdaş ve Küresel Yaklaşımlar, BETA Basım A.Ş., İstanbul.

Grossman, G., Baldassarri, D. (2013), The Effect of Group Attachment and Social Position on Prosocial Behavior, Evidence from Lab-in-the-Field Experiments. Open Access Freely Availanle Online www.Plosone.org, Cilt.3, Sayı.8, (1-9). (19.01.2014).

Güney, S. (2011), Davranış Bilimleri, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.

Güven, S. H., (1974), “Örgütlerde Yönetim Biçimleri”. Amme İdaresi Dergisi, (105-134).

Jöreskog,  K.  ve  Sörbom,  D.  (1993),  LİSREL  8.;  Structural  Equation  Modelin  with  the  SIMPLIS Command Language, Scientific International Software, Chicago.

Kanıgür, S., Özdevecioğlu,  M., (2009), “Çalışanların İlişki ve Görev Yönelimli Liderlik Algılamalarının Performansları Üzerindeki Etkileri”. Karamanoğlu  Mehmet Bey Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı.16, (53-82).

Kline, R. (1994), Principles  and Practice  of Structural  Equation  Modeling,  The Guildford  Press, New York.

Meglino,  B.  M.,  McNeely,  B.  L.  (1994),  “The  Role  of  Dispositional  and  Situational  Antecedents  in Prosocial Organizational Behavior: An Examination of the Intended Beneficiaries of Prosocial Behavior”, Journal of Applied Psyhology, Cilt.6, Sayı.79, (834-844).

Motowidlo,  S. J., Brief, A. P., (1986), “Prosocial  Organizational  Behaviors”.  Academy of Management Review. Cilt.4, Sayı.11, (710-725).

Ojokuku,  R.,  Odeyato,  T.,  Sajuyigbe,  A.  (2012),  “Impact  of  LEadership   Style  on  Organizational Performance: A Case Study of Nigerian Banks”, American Journal of Business and Management, Cilt.1, Sayı.4, (202-207).

Özdevecioğlu,   M.,  (2009),  “Örgütlerarası   Vatandaşlık   Davranışları:   Teorik  Çerçeve   ve  Bir  Ölçek Çalışması”. Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt.4,  Sayı.33 (Özel Sayı), (47-67). Özgür, B., (2011), “Yönetim Tarzları ve Etkileri”. Maliye Dergisi, Sayı.161, (215-230).

Pellegrini,  E. K., Scandura,  T. A. (2008), “Paternalistic  Leadership:  A Review  and Agenda  for Future Research”, Journal of Management, Cilt.3, Sayı.34, (566-593).

Podsakoff,  P.,  MacKenzie,  S.  B.,  Paine,  J.  B.,  Bachrach,  D.  G.,  (2000),  “Organizational  Citizenship Behaviors: A Critical Review of the Theoretical and Empirical Literature and Suggestions for Future Research”. Journal of Management, Cilt.3, Sayı.26, (513-563).

Sığrı, Ü. (2011), Yönetimde Grup Dinamikleri, Siyasal Kitabevi, Ankara.

Sirota, M., Belovicova, Z., Cavojova, V., (2011), “Mindreading  and Empathy as Predictors of Prosocial

Behavior”. Studia Pyschologica, Cilt.4, Sayı.53, (351-362).

Şimşek, M., Akgemci,  T., Çelik, A., (2011), Davranış  Bilimlerine  Giriş ve Örgütlerde  Davranış,  Gazi Kitabevi, Ankara.

Tabachnik, B., Fidell, L. (1989), Using Multivariate Statistics (2nd Edition), Harper Collins.,New York. Taşkın, Ç. ve Akat, Ö. (2010), Araştırma Yöntemlerinde  Yapısal Eşitlik Modelleme, Ekin Basım Yayın, Bursa.

Tucker,  S., Turner,  N., Barling,  J., Reid,  E. M., Elving,  C. (2006),  “Apologies  and  Transformational Leadership”. Journal of Business Ethics, Sayı.63, (195-207).

Usal, A., ve Kuşluvan, Z., (2006), Davranış Bilimleri “Sosyal Psikoloji1”, Barış Yayınları, İzmir. Werner, Isabel (1993), Liderlik ve Yönetim, Çev: Vedat Üner, Rota Yayın Yapım, İstanbul.

Yeşiltaş, M., Türkmen, F., Ayaz, N., (2011), “Otel İşletmelerinde Algılanan Örgütsel Prestijin Örgütsel Vatandaşlık  Davranışları  Üzerindeki  Etkileri”.  Cumhuriyet  Üniversitesi  İİBF  Dergisi,  Cilt.2,  Sayı.12, (171-189).

Yılmaz,  V.  (2004),  “LİSREL   ile  Yapısal  Eşitlik  Modelleri;   Tüketici  Şikayetlerine   Uygulanması”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt.1, Sayı4, (77-90).